Merhum Dışişleri Bakanı, 24 Ocak’ta Milliyet’te yayımlanan yazısında, Türkiye’nin, komşuluk ilişkilerinde İran için özel ve seçkin bir yere sahip olduğunu belirterek, “İki ülkenin sınır illeri arasında iş birliği, ticaret, sanayi, tarım, sağlık, bilim, kültür, gümrük, yeni teknolojiler, sınır pazarları, serbest ticaret bölgeleri, bölgesel taşımacılık ve güvenlik alanlarında iş birliği, ikili ilişkilerin geliştirilmesinde en önemli konular arasında yer almaktadır” demişti.
İki ülkenin de bölgede ortak zorluk ve sorunlarla karşı karşıya olduğunu kaydetmiş, “Sınır güvenliği sorunları, terörün her türlüsüyle mücadele, uyuşturucu kaçakçılığı ve organize suçlar, bölge ötesi unsurların müdahalesi sonucu oluşan savaşların yol açtığı göçmen meselesi, emperyal güçlerin dikte ettiği bölücü hareketler, bölge ülkelerine dayatılan savaşların ve kaosların beraberinde getirdiği sonuçlar bu zorluklardan bazılarıdır” ifadelerini kullanmıştı.
İki ülkenin bir diğer iş birliği alanının Filistin halkına destek olmak olduğunu da vurgulayan Abdullahiyan, “Mazlum Gazze halkına ve kutsal Filistin davasına destek olma konusunda ağır bir sorumluluğa sahip İslam dünyasının iki önemli ülkesi, kuşkusuz bu tarihi ve insani görevi fikir birliği ve iş birliğiyle daha iyi yerine getirebilirler” değerlendirmesini yapmıştı.
Abdullahiyan, bölgesel düzenin sağlanması konusunda da iki ülkenin birlikte çalıştığını belirterek, Suriye’de barış ortamının yaratılması için Astana süreci, Kafkasya’da barışın tesisi ve iş birliğinin geliştirilmesine yönelik 3+3 platformunun yanı sıra Fars Körfezi’ndeki üçlü ve çok taraflı iş birliğinin, verilebilecek örneklerden birkaçı olduğunu aktarmıştı.